Saldırıya karşı meşru müdafaa, bireyin kendisine veya başkasına yönelik haksız bir saldırıyı önlemek amacıyla savunma yapma hakkını kullanmasıdır. Hukuki olarak, meşru müdafaa, bireyin kendisini veya başkasını koruma amacıyla yaptığı savunma eylemlerinden dolayı cezai sorumluluktan muaf tutulmasını sağlar. Ancak, bu hakkın kullanılması sırasında belirli sınırların aşılmaması gerekmektedir.

Meşru müdafaanın hukuki olarak geçerli olabilmesi için saldırının mevcut ve haksız olması, savunmanın ise gerekli ölçüde yapılmış olması gerekmektedir. Örneğin, bir kişinin kendisine fiziksel olarak saldıran birine karşı savunma yapması, meşru müdafaa kapsamında değerlendirilir ve bu durumda kişi cezai sorumluluk taşımaz. Ancak, saldırıya karşı savunma yapılırken orantısız güç kullanılması veya saldırı sona erdikten sonra devam eden eylemler, meşru müdafaa sınırlarını aşabilir ve bu durumda hukuki sorumluluk doğabilir.

Meşru müdafaa hakkını kullanırken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, savunmanın orantılı ve gerekli olmasıdır. Aşırı güç kullanımı veya saldırıyı önlemek için gerekli olandan daha fazla zarar verme, meşru müdafaa sınırlarını aşar ve bu durumda kişi cezai sorumlulukla karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle, saldırıya karşı yapılan savunmanın hukuki sınırlar içerisinde kalması büyük önem taşır.

Sonuç olarak, meşru müdafaa, bireylerin kendilerini veya başkalarını haksız saldırılara karşı koruma hakkıdır ve bu hakkın kullanılması sırasında hukuki sınırların gözetilmesi gerekmektedir. Meşru müdafaa hakkının hukuki sınırları iyi bilinmeli ve bu sınırlar aşılmadan savunma yapılmalıdır.